Sulh Sözleşmesi

1.Genel Olarak Sulh Sözleşmesi
Sulh müessesesi genel itibariyle HMK m. 313/1’de tanımlanmıştır. Buna göre sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Daha açık bir deyişle, sulh tarafların karşılıklı fedakârlıkta bulunmak suretiyle aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan bir uyuşmazlığı sona erdirmek üzere, adi olarak veya mahkeme önünde yaptıkları sözleşmedir. Sulhun unsurları, bir sözleşmenin mevcudiyeti, bir uyuşmazlık yahut tereddüdün bulunması ve karşılıklı fedakârlıkta bulunulmasıdır. Sulh bir sözleşme olduğundan tek taraflı olarak dönülmesi caiz değildir. Bununla birlikte, taraflar, mahkeme içi sulh sözleşmesini daha sonra karşılıklı anlaşma ile feshedebilir veya değiştirebilirler. Tarafların sulhe başvurmalarının ekonomik, psikolojik, hukuki vb. sebepleri olabilir.1 Tarafların aralarındaki uyuşmazlığı anlaşarak gidermesi anlamına gelen sulh sözleşmesinin kurulması için tıpkı diğer sözleşmelerde olduğu gibi karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları, yani icap (öneri) ve kabul bulunmalıdır. Bu icap ve kabul açık olabileceği gibi zımni (örtülü) de olabilir.

2. Sulh Sözleşmesinin Unsurları
Sulh sözleşmesinin yapılabilmesi için tarafların arasında daha önceden mevcut olan hukuki bir ilişki bulunmalıdır. Bu hukuki ilişkinin sebebinin ne olduğunun sulh sözleşmesi açısından herhangi bir önemi yoktur. Geçerli bir sulh sözleşmesinin varlığı için hukuki ilişkinin taraflarının iradeleri fesada uğramamalıdır. Zira irade fesadı halleri sulh sözleşmesi bakımından da bir iptal sebebidir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkiye istinaden bir anlaşmazlık veya kararsızlık hali bulunmalıdır. Sulh sözleşmesi bakımından tarafların kişisel şüpheleri (subjektif şüphe) yeterlidir. Ayrıca sulh sözleşmesinin akdedilebilmesi için herhangi bir davanın açılmış olması şart değildir. Sulh sözleşmesinin tarafları karşılıklı fedakârlıkta bulunmalıdır. Tarafların fedakârlıkları karşılıklı değilse taraflar arasında bir ibra, bir haktan feragat, bağışlama veya borç ikrarı söz konusu olabilir; ancak taraflar arasında bir sulh sözleşmesinin varlığından bahsedilemez.

 

Devamı İçin Lütfen İlgili PDF dosyasını indirin