Bir trafik kazası neticesinde araç işletenin kim olduğunun tespiti zararın karşılanması bakımından çok önemli bir husustur. Bu noktada işletenin kim olduğu şeklinde bir soruya, kanun, öğreti ve mahkeme kararlarında kendisine yer bulan şekli kıstas ve maddi kıstastan yararlanılmak suretiyle cevap aranmaktadır. Şekli kıstasa göre; trafik sicili, trafik belgesi (ruhsatnamesi), trafik sigorta poliçesi, vergi kaydı gibisinden belli başlı bazı resmî belgelerde ve kayıtlarda ismi bulunan kişi, gerçek işleten olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu ölçütün bizi kimi durumlarda gerçek işleteni bulma hususunda doğru neticelere ulaştırmadığı söylenebilecektir. Şöyle ki örneğin trafik sicil kaydında aracın adına kayıtlı olduğu kişi eğer ki aracını uzun bir zaman dilimince kiraya vermişse; aracı kiralayan kimse aracın nimetlerinden yararlanacak, yine bu aracın kendisine oluşturduğu külfetlerine katlanmış olacak ve günün sonunda aracın üzerinde sicil kaydında yer alan kişiye nazaran daha etkin ve kapsamlı bir biçimde fiili tasarruf hakkına sahip olacaktır. Bu tür durumlarda araç sahibi konumundaki kişiyi yalnızca resmi bilgi ve belgelerde adı geçiyor diye oluşan zarardan sorumlu tutmak adalet ve hakkaniyet ekseninde bir yorum yapıldığı vakit kanunun amacına aykırı bir sonucun doğmasına vesile olacaktır. İşte bu adaletsizliğin önüne geçebilmek adına ortaya çıkmış olan maddi kıstasa göre yorum şeklinde ise, araç işleteni, araçtan maddi ve manevi bir biçimde fiilen fayda sağlayan, aracın gündelik yaşam içerisinde ortaya çıkan masraflarını karşılayan, yine aracın trafik hukuku bağlamında sebebiyet verebileceği zarara ilişkin tehlikesini üstlenen ve aracın üzerinde fiili bir biçimde tasarruf hakkına sahip bulunan kişi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aracın işletilmesinden kaynaklı oluşan giderleri karşılamaktan maksat; otopark, yakıt, yağ, tamir, yedek parça, sürücü ücreti, vergi, ve özellikle sigorta primi gibi aracın bakım, muhafaza ve işletme hususundaki külfetlerine katlanmak olarak sayılabilir. Bu noktada yine yukarıda ifade ettiğimiz trafik hukuku bağlamında tehlikeyi üstlenmekten kasıt ise söz konusu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda meydana gelen zararlardan kaynaklı doğan sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.