1.GİRİŞ
Rekabet kavramı özellikle gelişen piyasa ekonomisi çerçevesinde değer kazanmış bir olgu olup özünde eşit koşullar altında bir yarışı ifade etmektedir. Sözlük anlamıyla bu kavram “Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış’’ şeklinde tanımlanmış bulunmaktadır. Ancak bunu terim anlamına indirgediğimizde ise Rekabetin hukuk zaviyesinden tanımı,4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un Tanımlar başlıklı 3.maddesinde “Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarış’’ şeklinde yapılmıştır. Bu tanım kapsamında yer verilen ‘’yarış’’ ibaresine ilişkin koşulların neler olacağı ve hangi koşullar altında belirlenmiş bulunan bu rekabet kurallarının ihlal edileceği hususu yasama organı tarafından çıkarılan kanunlar, bakanlar kurulu tarafından düzenlenen KHK’lar, tüzükler veya kanunun yetki vermiş olduğu kamu tüzel kişiler tarafından yürürlüğe konan yönetmelikler tarafından belirlenmektedir.
Yukarıda da tanımlanan rekabet kavramının özünü oluşturan ‘’yarış’’ kelimesinin ihlali durumunda ortaya hem genel anlamda kamu düzenini,hem de buna bağlı olarak ticari ilişkileri zedeleyici bir durum olan haksız rekabet kavramı çıkmaktadır. Haksız rekabet genel anlamda hem 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu1 hem de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda2 düzenlenmiş bir kurumdur. TBK m. 57’ye göre, gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilmektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere bu şekilde TBK m.57’nin tatbik edilebilmesi için somut olarak bir zararın varlığı(müşterilerin azalması) veya bu zarara ilişkin bir tehlikenin varlığı gerekmektedir. Bu noktada yeri gelmişken TTK’ daki haksız rekabet kurumuna ilişkin hükümlerin, bu kanun kapsamında değil de İsviçre’de olduğu gibi özel bir kanunda düzenlenmesi ve TBK’daki haksız rekabeti düzenleyen 57.madde hükmünün de kaldırılmasına ilişkin eleştirinin de doktrinde mevcut olduğunu belirtmek istiyoruz.
2.HAKSIZ REKABET KAVRAMI
TBK’ da yer alan haksız rekabete ilişkin düzenlemeden ve buna yönelik eleştiriden bahsettikten sonra şimdi de TTK’da yer alan haksız rekabet hükmünü ele almak istiyoruz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, rekabetin korunması anlamında 54.maddenin 1.fıkrası bünyesinde, “Bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması’’ şeklinde bir amaç edinmiş ve 2.fıkra kapsamıyla ise belirlenen bu amacın “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı” olması durumunda ihlal edileceği ve haksız rekabetin ortaya çıkacağını düzenlemiş bulunmaktadır.